top of page

Hakkımızda

Hakkımızda

Projeler

Projeler

İletişim

İletişim

Ana Sayfa

Ana Sayfa

Şablonlar

Şablonlar

Fluid UX: Statik Web Siteleri Neden Dönüşüm Oranlarınızı Öldürüyor?

  • Yazarın fotoğrafı: Ozan Tekiner
    Ozan Tekiner
  • 2 gün önce
  • 2 dakikada okunur

Ortalama insan dikkat süresi artık resmen 8 saniyenin altında. Yani bir Japon balığından bile daha az.


Bu yüksek hızlı dijital ortamda, web siteniz sadece statik bir "dijital broşürden" ibaretse —yani beyaz bir arka plan üzerinde hareketsiz duran metinlerden oluşuyorsa— sadece kullanıcının ilgisini kaybetmekle kalmazsınız; güvenini de kaybedersiniz.


Rhea Creatives olarak biz, Fluid UX (Akışkan Kullanıcı Deneyimi) adını verdiğimiz bir felsefeyi savunuyoruz. Bu, bir web sitesinin sadece bir bilgi kütüphanesi değil; kullanıcıya tepki veren, yaşayan ve nefes alan bir ekosistem olması gerektiği inancıdır. İşte 2026'da "hareketin" (motion) en güçlü satış aracı olmasının nedenleri.


"Tepki Verme" Psikolojisi

Lüks bir mağazaya girdiğinizde biri sizi karşılar. Üst düzey bir ürüne dokunduğunuzda, o ürün size tepki verir (responsive hissettirir).

Web dünyasında bu amacı Mikro-Etkileşimler (Micro-Interactions) karşılar. Mikro-etkileşim, kullanıcı sitenizle etkileşime geçtiğinde tetiklenen ince bir animasyondur:

  • İmlece (cursor) manyetik olarak yapışan bir buton.

  • Üzerine gelindiğinde nazikçe büyüyen bir görsel.

  • Fizik kurallarına uygun, pürüzsüz bir hareketle kayan menüler.

Bunlar sadece "göz boyama" (eye candy) değildir. Bunlar içgüdüsel bir geri bildirim sağlar. Kullanıcının bilinçaltına şu sinyali gönderirler: "Bu sistem seni dinliyor. Bu marka detaylara önem veriyor." Bu, kullanıcı daha tek bir kelime bile okumadan güven inşa eder.


Scrollytelling: Hikayeyi Kontrol Etmek

Statik bir sitede kullanıcılar rastgele tarama yapar, kilit bilgileri kaçırır ve çıkar gider.

Fluid UX ile biz "Scrollytelling" (Kaydırma Yoluyla Hikaye Anlatımı) kullanıyoruz. Kullanıcı aşağı doğru kaydırdıkça, ekranda neyin ne zaman görüneceğini tam olarak biz kontrol ediyoruz. Şunları yapabiliriz:

  • Özellikleri dönerken bir ürünü ekrana sabitlemek (Pin).

  • Derinlik ve sürükleyicilik yaratmak için Paralaks arka plan katmanları kullanmak.

  • Değer önermelerini (value propositions) sırayla açığa çıkarmak (Reveal); böylece mesajın doğru sırayla tüketildiğinden emin olmak.

Bu yöntem, kullanıcının elini farede, gözünü ise ekranda tutar. Pasif okumayı aktif bir keşfe dönüştürür.


Statik vs. Fluid: Veriler Yalan Söylemez

Metrikler ortada. İnteraktif öğelere ve yüksek kaliteli hareket tasarımına (motion design) sahip web sitelerinde şunlar görülür:

  • Daha Yüksek Sitede Kalma Süresi: Kullanıcılar "sırada ne olacağını" görmek için daha uzun süre kalır.

  • Daha Düşük Hemen Çıkma Oranı (Bounce Rate): Etkileşim, "geri tuşuna basma" refleksini engeller.

  • Daha Yüksek Algılanan Değer: Kullanıcılar akıcı hareketi içgüdüsel olarak "premium kalite" ile ilişkilendirir.


2026'da Sıkıcı Olmayı Bırakın

Rakipleriniz muhtemelen hala geçmişte yaşıyor; katı, şablon tabanlı ızgaralara (grids) güveniyorlar. Bu, pazarı altüst etmek (disrupt) için sizin fırsatınız.

Rhea'da, native uygulama gibi hissettiren; hızlı, akıcı ve inanılmaz derecede ilgi çekici dijital deneyimler inşa etmek için Wix Studio'nun ve özel CSS kodlarının tüm gücünü kullanıyoruz.

Onlara kim olduğunuzu sadece anlatmayın. Gösterin.


Farkı deneyimleyin. Fluid UX'i iş başında görmek için Seçilmiş Projelerimize göz atın veya markanızı nasıl canlandırabileceğimizi konuşmak için bir Keşif Toplantısı planlayın.


 
 
bottom of page